Balıkesir- Sındırgı merkezli bir deprem yaşandı.
Deprem Eskişehir’den de hissedildi.
Maalesef ki deprem gerçeğini yaşanılan her sarsıntı sonrasında anlıyoruz.
Kendisini yine hissettirdi.
Buradayım dedi.
Yıkılan binalar oldu, 1 kişi enkaz altında kalarak hayatını kaybetti.
17 Ağustos depremi gelmeden bize o soruyu yeniden sordurdu:
“Eskişehir depreme hazır mı?”
Ve yine o sorunu hatırlattı:
“Eskişehir’de kentsel dönüşüm sorununda son durum nedir?”
Siyasilerin birbirini yemekten öte ürettiği ne bir çare ne de bir çözüm var.
İnşaat Mühendisleri Odası Orkun Kılıç yaptığı açıklamada kentsel dönüşüm çalışmalarını yetersiz bulduğunu açıkladı.
Haklı…
Kılıç, “Gerçek kentsel dönüşüm, depremde yıkılma ihtimali olan binaların deprem olmadan yıkılıp yeniden yapılmasıdır. Eskişehir’de bu tanıma uyan proje sayısı çok az” dedi.
Kılıç, şu bölgelerdeki binaların öncelikli olarak yenilenmesi gerektiğini de söyledi:
“Yunus Emre Caddesi, Sakarya Caddesi, Sivrihisar Caddesi, Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi (Doktorlar Caddesi), İsmet İnönü.”
Biz de yeniden hatırlıyoruz.
Artık yeter diyoruz!
Siyasi polemikleri bırakın!
Bahaneleri bırakın!
Artık gerekeni yapın!
Çünkü her geçen gün, gecikmiş gün demek.
Her kaybedilen zaman, bir sonraki felakette kaybedilecek can demek.
Sındırgı’da yaşanan bu deprem, bize bir kez daha gösterdi ki tehlike kapımızda beklemiyor aslında yanımızda, dibimizde.
Biz hâlâ “hazır mıyız” sorusunu sorarken, o sürekli kendisini hatırlatıyor.
Tıpkı daha önce olduğu gibi.
Artık sadece konuşmak yetmiyor.
Kentsel dönüşüm, yalnızca rantsal dönüşüm projeleriyle değil; can güvenliğini önceleyen, şeffaf, bilimsel ve toplum yararını gözeten politikalarla hayata geçirilmeli.
İlgili kurumlar görevini yapmalı.
Belediyeler, hükümet, sivil toplum ve meslek odaları ortak akılla hareket etmeli.
Bu sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda bir vicdan meselesidir.
Deprem değil, ihmal öldürür.
Sürekli tekrarlıyoruz bu sözü.
İhmalin bedeli yalnızca enkaz altında kalan hayatlar değildir, aynı zamanda her gün biraz daha kaybettiğimiz güven duygusudur.
Eskişehir hâlâ şanslı.
Felaketi yaşamadan önce önlem alma fırsatımız var.
Ve artık alınmalı.
Daha ne duruluyor?
Bugün değilse ne zaman?
Kuantum Özge der ki:
“Her geçen gün azalıyor. Sevgi de acı da.”