CHP’de genel seçim yenilgisinden sonra yeni arayışlar devam ediyor. Seçimden sonra Kılıçdaroğlu istifa baskılarına direndi. İmamoğlu’nun çabaları başarılı olamadı. İstanbul’a razı görünüyor. Havlu atmış gibi bir izlenimi var. CHP yüzüncü yılını kutladı. Tüm Türkiye’de kutlamalar oldu. Türkiye çapında yapılan kutlamalarda, görkemli bir kutlama görülmedi. Eskişehir’de de yapılan kutlamalar yasak savma şeklindeydi. CHP Kurultay süreci ile birlikte yenilginin izlerini silmeye çalışıyor.
O milletvekili oldu
Bugün hiçbir siyasi partinin üyesi değilim. 12 Eylül den sonra CHP açıldığında üye olmuştum. Deniz Baykal döneminde çok kişi partiden istifa etmişti. Bende onlarla istifa ettim. Bir daha da dönmedim. O dönemde İbrahim Arslan da o dönemde istifa etmişti. Sonra o döndü ve bugün Eskişehir milletvekilidir.
12 Eylül özellikle bizim 1978 kuşağını ezdi ve geçti. Bizden önceki 1968 kuşağı ise dünyaya ve Türkiye’ye damgasını vurdu. 1978 kuşağı bir anlamda kayıp kuşaktır. Sol veya sağ bu ülkenin en akıllı insanları hayatlarını kaybettiler. Her iki kesiminde akıllı çocukları, gençleri çok farklı bir dünya ve Türkiye istiyordu. Hayatlarından oldular. Türkiye bugün o gençlerin yokluğunu çekiyor.
DELEGE AĞALIĞI
12 Eylülü yaşamış biri olarak, CHP açıldığında üye olduk. O dönemde Milliyet de çalışıyordum. CHP açıldığında, maaşımı alıp, CHP üyelik aidatını ödedikten sonra üye olacaktım. Üye olacağım ay maaşımı bekledim. Maaşı alır almazda, CHP’nin yolunu tuttum. Partiye gittiğimde, partinin salonunda bir kişi vardı. Üye olacaklara para dağıtıyordu. Ondan parayı alan üye oluyordu. Merak ettim. Geçmiş zaman, burada şimdi ismini yazmak istemiyorum. Şu kadarını söyleyeyim. Oğlu son genel seçimde milletvekili aday adayı olmuştu. Neyse, ben kendi paramı verdim. Ondan para alanlarda üye oldu. Sonra genel seçim kapıya geldi. O zaman ön seçim vardı. O para alıp üye olanların oy kullandığı ön seçim ile parayı veren kişi listenin birinci sırasına oturdu. Milletvekili oldu.
104 KİŞİNİN VERECEĞİ OY BELLİ
Şimdi önümüzde CHP il kongresi var. Dün bu yazdıklarım aklıma geldi. Bir hafta önce partide belediye meclis üyesi Figen Kahya’nın adaylık açıklaması vardı. Kendisini Kazım Kurt ve CHP’nin Odunpazarı kanadı destekliyor. CHP’nin Odunpazarı İl kongre delegelerini inceledim. Bu delegeleri Kazım Kurt ile bir gazeteci ve bir grup partili hazırlıyor. Listelerde 104 yakın akraba var. Sokak ve apartman, ev numaraları da aynı olduğu görülüyor. Belediye meclis üyesi niye il başkanlığına aday olsun ki. Bugüne kadar hep tersi olur. Seçim döneminde il başkanı, ilçe başkanı veya partinin yönetimindeki görevliler, istifa edip seçim döneminde çeşitli makamlara talip olurlar. Bir AK Partiliye CHP’ye il başkanı kim olsun diye sorsan, bir belediye meclis üyesinin istifa ederek olmasını ister. Hem belediyelerde CHP’nin gücü azalsın, hem de ortalık karışsın. Bir yerde akıl tutulması var.
GENÇ AVUKAT
Dün kendisi ile ilk kez önceki gün tanıştığım, Eskişehir Barosuna kayıtlı 33 yaşındaki avukat Talat Yalaz, il başkanlığına adaylığını açıkladı. Parti önünde yaptığı konuşmada diğer adayların boş konuşmalarına karşılık ortaya ciddi tahliller koydu. Yapacaklarını söyledi. CHP’de herkesin hasretini çektiği ‘Gençlik yok’ söylemlerine karşılık bir genç avukat geliyor ve CHP’nin il başkanlığına talip oluyor. CHP’nin Odunpazarı tayfası, saçını, başını boyatanlar, ancak boyaları tutturamayanlar şimdi, partiyi bir tarafa bırakarak, 12 kurultay delegesinin hesabını yapacaklar. Sadece 12 kurultay delegeliğini düşünenlere, önümüzdeki yerel seçimi düşünmeyenlere, 104 delegeden sorumlu olduğunu söyleyen delege ağalarına, CHP’lilerin vereceği tepkiyi bekliyorum. CHP’de bazıları sağ partilerde biat kültürü olduğunu söyler. CHP’de biat kültürü var mı, yok mu? Yoksa partililik, yurttaşlık bilincimi var, il başkanlığı seçiminde ortaya çıkacak. Eskişehir ‘deki CHP’lileri biat kültürüne karşı, ciddi bir sınav bekliyor. Yalaz ile diğer adaylar arasındaki fark o kadar belli ki. Bakalım ne olacak?