Eskişehir siyasi tarihimiz boyunca çok önemli gelişmeleri bağrında barındırmış bir şehir. Orta Anadolu’nun orta ölçekli şehri, Türkiye’nin üç aşağı beş yukarı ortalama siyasi haritasını da verebilen tam anlamıyla bir Cumhuriyet kenti Eskişehir dün, bugün ve yarın önemli siyasi gelişmelere tanıklık edebilir. Dün CHP İl Kongresi gerçekleşti. Bu yazıyı kaleme aldığımız saatlerde henüz CHP kongresi başlamamıştı. Bugün ise sabah saatlerinden Saadet Partisi’nin Hatay milletvekilinin de katılacağı önemli bir toplantı gerçekleşecek, yarın da son günlerde 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen milletvekili genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra alınan başarısız sonuçların ardından üç dönemdir birlikte yol yürüdüğü 6’lı masa ittifakıyla yol ayrımına giden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener yoğun bir programla Eskişehir’de olacak.
CHP’de İl kongresini kim kazandı henüz bilmiyoruz. Ancak ilk kez “değişimcileri” temsil eden bir kesim ile mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu safında yer alanlar arasında çetin bir mücadele yaşandı. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve çevresinde yer alanlara karşı bu defa Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in oluşturduğu söylenen grup arasında kıran kırana bir siyasi çekişmeye tanıklık ettik. Bu yazdıklarımı bugün belli olması beklenen seçim sonuçlarından bağımsız değerlendiriyorum. Çünkü her zaman yazıyorum ben bir CHP uzmanı değilim. Kimin kazandığı, kimin kaybettiği ile de ilgilenmiyorum. Sadece bir seyirci, gözlemci olarak gelişmeleri tahlil etmeye çalışıyorum. Ancak CHP’deki gelişmeleri sokağın nasıl değerlendirdiğini çok basit beş sözcükle açıklayabiliyorum. “CHP fabrika ayarlarına geri döndü!”
Bu ne demek? Çok uzun zamandır, ülkeyi önemsediği gerekçesi ile parti içi iktidar mücadelesine ara vermiş CHP’nin kendi içindeki iktidar mücadelesini ülke iktidarının önüne koyması demek!. Bu eleştirimize itiraz edenler olabilir. Kendilerince haklı tarafları da vardır. Bütün bu değerlendirmelerimi asla birine destek, birine köstek olmak gibi bir hadsizlik üzerinden de algılanmamasını açık yüreklilikle ifade etmek isterim. Ancak CHP’deki “değişim” talebinin genel başkan ve Parti Meclisi’nde yapılacak değişikliklerden sonra sokağa bir yansıması olabilecek mi? Ben bu konuda gerçekten somut gelişmeleri bir tarafa koyalım, soyut anlamda da bir söylem göremiyorum.
Öte yandan İYİ Parti’nin rotasını “üçüncü yol” olarak belirlemesinin üzerinden gelişmeleri anlamaya çalışıyoruz. Kuruluşundan bu yana genel anlamda iktidar partisi karşıtlığı üzerinden CHP ile birlikte yol yürümesine rağmen son seçimden sonra İYİ Parti’ nin yol ayrımına gitme kararı nasıl sonuç verecek merak etmemek mümkün değil. İYİ Parti’lilerin seçime girmek adına CHP’den transfer ettikleri 15 milletvekilinin “diyetini ödemekten bıktık” açıklaması çok manidar. Bir o kadar da İYİ Parti ve liderine parti tabanının verdiği mesaj da çok anlamlı. 2018 seçimleri ile 2023 seçimlerinde oransal olarak bir oy artışının olmaması büyük oranda İYİ Parti’yi yol ayrımına itti. Ancak yol ayrımı konusunda zamanlama çok ilginç. Yerel seçimlerin konsepti genel seçimlerden çok farklı. Bu sebeple İYİ Parti’nin bu çıkışını kimi siyasi çevreler olumlu değerlendirmiyor. Bu çevrelere inat İYİ Parti’nin bir çıkış yapıp yapmayacağını yerel seçimlerin sonucunda göreceğiz.
Bu bakımdan İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in bugünkü ziyareti son derece önemli. Akşener’in mesaj vermek adına İzmir’den sonra Eskişehir’i seçmesi hiçte tesadüf değil. CHP’nin tüm merkez belediyeleri elinde bulundurduğu İzmir ve Eskişehir gibi iki ilde yapacağı açıklamalar asla tesadüf olamaz… Dikkatli bir şekilde Eskişehir mesajlarını takip edeceğiz.