Yılın son ayına girdik. 2025 yılı da göz açıp kapanasıya kadar sona eriyor. 2025 yılına girerken, bu yılın zorluklarla dolu olduğunu yazmıştık. Savaşlar, kargaşalar ve ekonomik zorluklarla bir yılı geride bırakıyoruz. Yılın son ayında asgari ücret ve emeklilerin maaşlarına zam tartışması yaşanır. Sonuçta, çıkan sonuçtan memnun olan az görülüyor. Bu olayı 40 yıldır gözlerim. Değişen bir şey olduğunu görmedim.

HERKES UZMAN

Ülkemizde, deprem, enflasyon gibi konularda uzman çoktur. Felaket geldiğinde televizyon kanallarında bir kişinin pek çok konuda uzman olduğunu görürüz. Sosyal güvenlik sisteminin finansal sürdürülebilirliği için “4 çalışan 1 emekliye bakar” hesabı herkesin dilinde dolaşır, durur. Bu nedenle ülkemizde de herkes sosyal güvenlik uzmanı olmuş olarak görülebilir. Horozu çok olan köyde sabahın geç geldiği gibi bir durumda ortaya çıkar. Ben, 4 çalışanın 1 emekliye baktığı herhangi bir Avrupa ülkesi bulamadım

NE YAPSIN EMEKLİ?

Ülkemizde yapılan anketlere göre, emeklilerin yüzde 70’i hayatından memnun olmadığını belirtirken, yüzde 99’u ülkenin ekonomik koşullarından, yüzde 84’ü sağlık sisteminden, memnuniyetsizliklerini dile getiriyor. Bazıları, 65 yaş üstü emeklilerin toplu taşıma sistemini çok kullandığını ve kalabalıklara neden olduğunu söylüyor. Ucuz ürün almak isteyen emekliler elindeki ücretsiz toplu taşıma pasosuna güveniyor.

Fiyat araştırması yapıyorlar

Emeklilerin yüzde 65’i bu rakama bende dahil olarak, market alışverişinden önce fiyat karşılaştırması yapıyor. Cepte pasolar ucuz market ve işletme aranıyor. Emekliler, enflasyon ve ekonomik koşullar nedeniyle sosyal yaşamda da zorlanıyor. Belediyelerin ucuz lokantası ve kafeteryasına ilgi gösteriyorlar. Ayrıca, emeklilerin yüzde 57’si biletli etkinliklere katılamıyor. Yüzde 33’ü ise yalnızca birkaç ayda bir etkinliklere katılabiliyor.

ÖNÜMÜZDEKİ YIL

2026 yılının, bu yıl gibi, tüm çalışanlar ve emekliler açısından zor bir yıl olacağa benziyor. Bu yaşıma kadar ülkemizde, en çok konulan konu ekonomik kriz ve hayat pahalılığıydı. Ülke olarak Atatürk’ün aramızdan ayrılmasından sonra dışa bağımlılık artarak sürdü. Krizler ile boğuşmak zorunda kaldık. Bu durum bugün sürdürülemeyecek düzeye geldi. Üretimi arttırmalıyız.

MAAŞ ARTIŞLARI

Sonuç olarak, emekliler için yapılan maaş artışları kimseyi memnun etmedi. Ev kiralarına da emekli ve asgari ücretin iki katı artış istendi. Maaşa 3 bin lira zam gelirken, kiraya 5 bin lira artış geldi. Çık çıkabilirsen işin içinden. Elbette bir denge göz edilmelidir. Çalışana artışın, enflasyonu körükleyeceği söylenir. Temmuz da artış olmadı. Enflasyon arttı. İddiaların pratik yaşamda karşılığı bulunmuyor. Geçenlerde Prof. Dr. Aziz Konukman, Türkiye’deki enflasyonun ücret itişli değil, kar itişli olduğunu söyledi. Bizde bazı şeyler tersinden işliyor.

Sonuç itibarıyla, her alanda üretimi artırmak ve popülist yaklaşımlardan kaçınmak gerekiyor. Halkın yaşam kalitesini de yükseltmek için, çareler bulunmalıdır. Bazı şeylerin nasıl yapılacağı, sonuçlarının ne olacağı biliniyor. Amerika’nın yeniden keşfedilmesine gerek yoktur.