Bunları yazınca kızıyorlar, öfkeleniyorlar ve kırılıyorlar.. Ama ülkenin gerçeklerini yazmanın kızacak, küsecek kırılacak neyi var Allah aşkına… Çünkü seçim var… Ocak ayının başında emekliler için yüzde 37.57’lik enflasyon farkından doğan zammı hak ettiklerini biliyoruz. Bu yasayla düzenlemiş bir maaş artış oranı. Bunun üzerine önce 5 puan sonra toplamda özellikle SSK ve Bağ- Kur emeklileri için yüzde 11.68’lik bir refah payı yüklemesi yapıldı. Emekli maaşları yüzde 49.25 oranında arttırıldı. Amaç emeklilere biraz olsun nefes aldırabilmekti. Ancak asgari ücretin 17 Bin TL olduğu bir dönemde en düşük emekli maaşı yüzde 49.25’lik artışa rağmen maaşı 10 bin lirayı bulmayan milyonlarca emekli için yasal bir düzenleme yapılarak maaşlar 10 Bin TL’ye tamamlandı. Tüm destek ve düzenlemeler içinde olmak üzere yinede emekli maaşıyla asgari ücret arasında uçurum oluştu.

İsterseniz ekonomideki son gelişmelere açıklanan enflasyon haberleri üzerinden biraz bakalım. Haber şöyle: “TÜİK'in ocak ve şubat ayı enflasyon rakamlarını açıklamasının ardından memur, memur emeklileri, SSK ve Bağ-kur emeklilerin iki aylık maaş zam oranı da belli oldu. İşte ayrıntılar... İki aylık enflasyon farkı netleşti: Memur ve emeklilerin maaş zam oranı belli oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) şubat ayına ilişkin enflasyon oranlarını açıkladı. Buna göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) şubatta yüzde 4,53 artarken yıllık bazda da yüzde 67,07 olarak gerçekleşti. Enflasyon, ocak ayında ise yüzde 6,70 oranında artış göstermişti. İki aylık enflasyon farkı netleşti: Memur ve emeklilerin maaş zam oranı belli oldu Böylece iki aylık enflasyon rakamlarının netleşmesiyle birlikte memur, memur emeklileri, SSK ve Bağ-Kur emeklilerin maaş zam oranı da belli oldu. Bilindiği üzere SSK, Bağ-Kur emeklisi her yıl Ocak-Temmuz dönemi olmak üzere 6 aylık dilimler halinde zam alıyor. Buna göre, ocak ayı için yüzde 6,70, Şubat ayı için de yüzde 4,53 olmak üzere yüzde 11,53'lük enflasyon farkı şimdiden hak edilmiş olundu. Nihai emekli zammı 3 Temmuz'da TÜİK'in Haziran ayı rakamlarını açıklamasıyla kesinleşecek. 10 bin TL olarak uygulanan en düşük emekli maaşı da Temmuz ayında yeniden değerlendirilecek.”

Hakikat şu ki 16 milyon emekliye 35 milyon civarında çalışanın ödediği prim yetmiyor. İki çalışan bir emekliye bakamıyor. Acı gerçek bu. Böyle olunca emeklinin yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması için öncelikle düştüğü söylenen işsizlik oranlarına rağmen istihdamı arttıracak, üretimi teşvik edecek önlemler yetersiz kalıyor. Bu sebeple toplanan sigorta primleri emekliye dağıtılan maaşı karşılamakta yetersiz kalıyor.

Her gün haberleri dinliyorum, yakından takip ediyorum. Candaşlar farklı bir pencere açıyor, yandaşlar farklı bir pencere den bakıyor. Bir taraftan baktığınızda ortalık güllük gülistanlık, diğer taraftan baktığınızda ortalık yangın yeri. İkisinin ortası bir tabloyu yakalamak için kafanızda sentez yapmanız gerekiyor. Ne sentez yaparsanız yapınız bugün ekonominin verilerinin dar ve sabit gelirliler özellikle de emekliler için ciddi bir olumsuz tablo oluşturduğuna tanıklık ediyoruz. 10 Bin TL ile geçim mücadelesi değil, geçim kavgası veriliyor. Emekli ve dar gelirli bugün gerçekten sosyal yardıma muhtaç hale gelmiş durumda. Emekli, varsa çoluk çocuğunun eline bakar durumda. Peki, bunu hak ediyor muyuz? Nereden baktığınıza bağlı yine… Şöyle söyleyeyim Türkiye belirli bir dönem cidden lale devri yaşadı. Ancak “Her tatlı rüyanın mutlak surette hazin bir sonu olabiliyor. Her şey mi kötü? Elbette her şey kötü değil. Çünkü bu ülkenin sadece yer altı ve yer üstü zenginlikleri değil, insan potansiyelinin de bugün doğru değerlendirilmesi durumunda içine düştüğümüz sıkıntılı durumdan çok çabuk kurtulacağımızdan hiç şüphemiz yok. O zaman; emeklilerin de çalışanlarında, esnafında , tüccarında, sanayicinin de kısacası toplumun tüm kesimlerinin rahat bir nefes alması mümkündür.