Gaye Usluer’i biraz tanıyalım mı?
Eskişehir'de doğdu.
Babasının görevi nedeniyle ilkokulu Erzurum, Sakarya ve Eskişehir'de okudu.
Ortaokul ve lise eğitimini Eskişehir'deki Süleyman Çakır Kız Lisesi'nde aldı.
1981 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi.
1987 yılında Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlığı alan Usluer, 1992 yılında doçent, 1998 yılında ise profesör oldu.
2018'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Siyaset Bilimi dalında yüksek lisans derecesi aldı.
2011 Türkiye genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir milletvekili listesinde üçüncü sırada yer aldı, ancak seçilemedi.
17-18 Temmuz 2012 tarihinde düzenlenen 34. Cumhuriyet Halk Partisi Olağan Kurultayı'nda Parti Meclisi üyesi seçildi ve bu görevi beş dönem boyunca yürüttü.
2015 yılında yapılan Haziran ve Kasım seçimlerinin her ikisinde de Eskişehir'de CHP tarafından liste başı adayı gösterildi ve milletvekili seçildi.
5 Mayıs 2021 tarihinde CHP'den istifa etti.
İstifa nedeni ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun ta kendisiydi.
Değişim olmalı diyen ilk seslerden biri oldu.
“Değişim ve Umut kurultayı” adı altında delegelerden imza toplanarak Kemal Kılıçdaroğlu’na imza topladı.
Ve başını da Muharrem İnce’nin yanında Gaye Usluer çekti.
Ardından da 17 Mayıs 2021 tarihinde, Muharrem İnce'nin kurmuş olduğu Memleket Partisi'ne katılarak, Genel Başkan Vekili ve Parti Sözcüsü olarak görev aldı.
Yeterli prestiji görememiş olsa gerek 20 Haziran 2022 tarihinde Memleket Partisi’nden istifa etti.
Baktı ki Memleket Partisi parlamıyor, baktı ki Gaye Usluer parlamıyor, baktı ki parti fos panik oldu Gaye Usluer…
Vitrin kadınıyım diyen ve hep önde olmayı isteyen Usluer, hırslarının verdiği panikle 12 Haziran 2023’te yeniden CHP’ye katıldı.
Yer bulurum sandı.
Yılmaz Büyükerşen’in destekleriyle bir yerlere gelen Usluer, CHP’yi istediği gibi harekete geçireceği bir alan sandı ama kimse yüz vermedi.
Tepebaşı Adaylığını istedi.
Hatta aday olabilmek için enteresan girişimlerde bulundu.
Ahmet Ataç’ın tepkisini çekti.
Bazı AK Partililerin yaptığı gibi, “Bu yolda her şey mubah” dedi.
Ama hiçbir hamlesi tutmadı.
Niyeti iyi değildi.
Güce ulaşabilmek için çok hata yaptı.
Aslında ilk hatayı Büyükerşen’i küstürdüğü o an yaptı farkında değil…
O günden beri işleri ters gitti.
Vefa bazen çok şeydir.
Anlamadı.
Usluer, vefayı hiçe saydı, o günden beri yavaş yavaş eridi, kendini eritti, kendiyle çelişti, çekişti, siyasi kimliğinden çok şey yitirmeye başladı.
Özellikle kadın dayanışması zayıf kaldı.
Ayşe Ünlüce’nin başkan adaylığı açıklandığında enteresan paylaşımlar yaptı.
“Sadece ben” hastalığına kapıldı.
Şimdi de yeniden “sadece ben” diyebilmek için ve yeniden var olabilmek için türlü hatalar yapıyor Usluer…
Eğer Usluer’in gerçek niyeti “değişim” olsaydı şimdi 30 Haziran’da kayyum atamasıyla yeniden CHP’nin başına gelirim diye uğraşan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermezdi.
Kayyumla atanan genel başkan yardımcısı olabilmek için çırpınmazdı.
“Vitrin de olayım da nasıl olursam olayım” demezdi.
Bir bilse aslında…
Önünden bir fırsat geçti ve gitti.
Kılıçdaroğlu’na git diyen ilk kişilerden biriydi.
O günden beri dik bir duruş sergileyebilseydi, “Sadece ben hastalığına” kapılmamış olsaydı ve tek derdi makam, mevki değil de vatanın ve partinin birliği olsaydı şu an da Usluer CHP’nin hatta ülkenin kahramanıydı…
Farkında değil…
İlk ateşi o yaktı çünkü…
İlk ses ondan geldi.
O nerede mi kaybetti?
Sadece ben dediği ve vefayı hiçe saydı gün kaybetti.
Onun tek derdi sadece kendisi oldu.
Usluer’e sadece şunu söyleyebilirim.
Halk unutmaz, siyaset affetmez.
Bu yüzden en büyük değişimi kendine yapmalı Gaye Usluer…
Ve artık gitmeli.
Konuşmamalı.
Siyasi hayatını bitirmeli…
Bu aslında kendisine de iyiliktir.
Yoksa o ateşi ilk yakan olarak, o yangında ilk yanan da kendisi olacak.
Kuantum Özge der ki:
“Eğer biraz daha zorlarsa Hasan Mezarcı’nın geldiği nokta gibi kimse ciddiye almayacak.”