Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplanmasına sayılı günler kala, maaş zammı senaryoları da ekonomi gündeminin ilk sırasına yerleşti. Haber şöyle başlıyor: “Asgari ücret zammı için senaryo belli oldu: Geçen yılki formül devrede” ve şöyle devam ediyor, “ Ekonomist Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, 2026 asgari ücret zammı için en güçlü senaryoyu açıkladı: “Geçen yılki model aynen uygulanacak.” Eryılmaz, zammın gerçekleşen değil, beklenen enflasyona göre belirleneceğini söyleyerek yüzde 23–25 aralığında artış beklendiğini vurguladı. Hükümetin enflasyonla mücadele programı kapsamında, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Merkez Bankası'nın hedeflerinin baz alınacağını belirten Eryılmaz, hesabı şu şekilde detaylandırdı: "Geçen sene Merkez Bankası'nın tahmin bandının üst sınırı yüzde 26'ydı. Üzerine yüzde 4'lük bir refah payı eklendi ve yüzde 30'luk bir zam gördük. Bu yıl da aynı senaryo olacak. 2026 yılı için Merkez Bankası'nın hedefi (üst bant) yüzde 19. Bunun üzerine yine yüzde 4-5'lik bir refah payı konularak deklare edilecektir.” Soru şu: Ya ne bekliyordunuz ki? Asgari ücreti milletvekili maaşına endeksleyeceklerini mi? Yoksa herhangi bir Kamu Kurumundaki yönetim kurulu üyelerinin aldığı “huzur hakkına” mı eşitleyecekler diye düşünüyordunuz?
Bir başka müjdeli haberimiz daha var. Türkiye Avrupa Birliği ülkeleri arasında birinciliği kimseye kaptırmamış. O haberin özeti de şöyle; “Türkiye, asgari ücretle çalışan kişi sayısında Avrupa Birliği ülkelerini geride bırakarak birinci sıraya yerleşti. Ülkede yaklaşık 11,2 milyon kişi asgari ücretle yaşamını sürdürürken, bu sayı Eurostat verilerine göre neredeyse 20 AB ülkesinin toplam asgari ücretli çalışan sayısından daha fazla. Asgari ücretin yıl boyunca açlık sınırının altında kalması, milyonlarca çalışanın alım gücünün ciddi şekilde eridiğini gösteriyor.”
Doğrusu halinden bu kadar memnun(!) insanın olduğu bir ülkede daha ne olsun. Hatta asgari ücretle ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Işıkhan da yaptığı değerlendirmede yeni asgari ücretin belirlenmesi çalışmaları sırasında “Mutabakat aradıklarını” beyan etmiş.”Mutabakat olduktan sonra” insanlar asgari ücretle mutlu mesut(!) yaşayıp gideceklerdir diye düşünüyorlar muhtemelen… Siz yine de yukarıdaki bölümleri okurken çok ciddiye(!) almayın o rakamlar muhalefetin paronayası(!) gibi görün. Aslında her şey güllük gülistanlık. Örneğin eline çok para geçen emekli veya asgari ücretli ne yapar? “Tasarruf etmek yerine gider bir ihtiyacını, bir eksiğini satın alır” dolayısıyla enflasyonda böylece yükselir. Hani bazılarının söylediği “para var huzur” lafına da fazla takılmayın isterseniz. Kim uydurdu(!) ise yanlış uydurmuş…
Öyle takılmayın asgari ücret zammına veya emeklilerin öyle sızlanmalarına serzenişlerine… Ne kadar az paranız varsa o kadar mutlusunuz demektir. Büyüklerimiz ne düşünürse bizim için iyi(!) düşünür, asgari ücretle çalışanlar çalışmaya devam etsin, emekliler ise zaten parayı ne yapacaklar ki?!
OKUYUCUMA TEŞEKKÜR
Geçtiğimiz günlerde “Sevdamız yeşil vatan” yazımın altına bir okuyucum şöyle bir not düşmüş, “Mehmet bey klavye başında iyi yazmışsınızda, acaba şu yaşınıza kadar hiç ağaç diktiniz mi? Bir de araştırın bakalım Türkiye ağaçlandırmada Avrupa da kaçıncı, Dünyada kaçıncı bu köşenizde yazmanızı bekliyorum.” Hemen cevap veriyorum. Beni bilenler bilir bugüne kadar diktiğim ağaçların çetelesini tutmadım ama ciddi sayıda diyebilirim. Okuyucuma bu konu da açıklama yapma fırsatı verdiği için çok teşekkür ediyorum. Diğer konuya gelince ağaçlandırma çalışmalarında dünyada kaçıncıyız ayrıntıları ile yazacağım… Çünkü bu konu gerçekten çok önemli..