Yerel seçimlere bugün itibariyle yaklaşık 4 ay kaldı. 1 Aralık itibariyle aday olmak isteyen devlet memurları ile parti yöneticilerinin istifa süreçleri başlıyor. Partiler içerisinde kendi seçim takvimini başlatan ve bunu uygulamaya koyan tek siyasi parti halen Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı ve iktidar gücünü elinde bulunduran AK Parti. Elbette diğer siyasi partilerde de bir hareket söz konusu olmakla birlikte görünür takvim işleten sadece AK Parti.

Her türlü yaşanan ekonomik zorluklara rağmen son genel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle ayrılan AK Parti’de yerel yönetimler için aday adaylığına adeta hücum ediliyor. Nerede büyük merkez ilçelerde pek çok isim resmi başvurusunu yaptı. Kırsal alanda bile nerede ise 2-3 aday adayı yarışır hale geldi. Bu tablo AK Parti’nin gerek yerel yöneticilerini, gerekse genel merkez yöneticilerini mutlu ediyordur. Ancak Eskişehir için AK Parti’nin dışında Cumhur İttifakı’nın küçük ya da büyük ortaklarının da eğer seçime ittifakla gidilecekse beklentilerinin olduğu da malum. Örneğin MHP’nin beklentisi “Büyükşehir adayının ortak akılla belirlenmesi, bazı büyükşehir belediye meclis üyeliklerinden MHP’li isimlerin seçilebilecek yerlere yerleştirilmesi, Çifteler başta olmak üzere bazı belediye başkan adaylarının MHP’den olması “ yönünde olduğunu söylersek abartmış olmayız. Öte yandan Cumhur İttifakı’nın ortaklarından Yeniden Refah ve Büyük Birlik Partisi’nin de en az birer ilçe belediye başkanlığının kendilerine bırakılması yönünde taleplerinin olabileceğini kestirmek hiçte zor değil. Yeniden Refah’ın İnönü, BBP’nin de Günyüzü’nü istediklerini biliyoruz. Yani Cumhur İttifakı’nın böyle bir tablo ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Bu defa yerel yönetimlerin kazanılabileceğini ve konjonktürün buna uygun olduğunu düşünen ittifak ortaklarının taleplerinin güçlü şekilde dile getirilmesini de normal karşılamak gerekir. Elbette bu öngörülerimiz olacak diye bir şey yok. Ancak bizim Cumhur İttifakı tarafında gördüklerimiz bunlar.

Öte yandan CHP’de mevcut belediye başkanlarının adaylığının dışında herhangi bir hareket yok. Alttan alta Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in ortaya koyacağı tavırla ilgili beklenti içerisinde olanların olduğunu biliyoruz. Yılmaz Hoca’nın aylar öncesinden önümüzdeki dönemde büyükşehir belediye başkan adayı olacağını açıklamış olmasına rağmen bazıları küçük bir ihtimal de olsa yeni duruma kendilerini hazırlamaya çalışıyorlar. Bu sebeple orada şimdilik bir hareket yapan, yapabilen kimse yok. Bundan önceki seçimde Odunpazarı ve Mihalıççık’ın dışında yapılan ittifakın getirdiği kazanımların bu defa İYİ Parti’nin yol ayrımına gitmesi ile nasıl bir hal alacağı tam olarak kestirilemiyor. İYİ Parti bu yol ayrımını netleştirmek ve kafalara kazımak için Büyükşehir ve Odunpazarı Belediye Başkan adaylarını açıkladı. İki parti arasında yaşananlar iki testinin çarpışmasından başka bir şey değil. Yine geçtiğimiz genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ittifak içinde yer alan partilerden Saadet Partisi’nin de ittifak olmaması durumunda aday çıkartabileceği ihtimali de göz önüne alınabilir. Bu seçimin sonuçlarını küçük nüansların belirleyeceği kesin, bu sebeple ince siyasi hesaplar, açık ve gizli ittifaklar konusunda pazarlıkların olmasını da normal karşılamak gerekir.

Buraya kadar eyvallah… Yukarıda saydıklarımız siyasette ve özellikle Türkiye siyasetinde olağan gelişmeler olmakla birlikte vatandaşın çözüm bekleyen o kadar büyük sorunları var ki… Vatandaşın geçim derdi siyasetin ittifak sorunlarından daha büyük. Dar ve sabit gelirli kesimler bazen; “Bu ittifaklar bizim derdimize çare olacak mı? Bu ittifak dediğiniz şeyler yenir mi içilir mi?” diye soruyorlar. Kimin belediye başkanı, belediye meclis üyesi olduğu vatandaşı çok ilgilendirmiyor. Vatandaş sorunlarının çözümlenip çözümlenemediğine bakıyor