Toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz şey galiba entelektüel ve bugünün ön çok kullanılan kelimesiyle empati yapabilmektir. Karşımızdakini anlayabilmek için onu dinlemek onun sorunlarına çözüm üretebilmek ve en azından orta yol bulabilmek galiba empati yapmanın temel kuralı olarak kabul edilebilir.

Pek çok alanda olduğu gibi özellikle çocuklarımızı ve geleceğimizi tehdit eden tehlikelerin başında gelen kötü hastalıktan lösemiden söz etmek istiyorum. Lösemi her yaştan insanımızı tehdit edebilir ama özellikle çocuklarımızın bu hastalığa yakalanmış olması yüreklerimizi biraz daha fazla titretir.

Konuyla ilgili olarak LÖSEV’in Eskişehir Şubesi tarafından yapılan bir açıklamada şöyle deniliyor, “Her yıl olduğu gibi, bu yıl da LÖSEV’in öncülüğünde 2-8 Kasım tarihleri arasında düzenlenen "Lösemili Çocuklar Haftası" ile çocukluk çağı kanserleri içerisinde en sık görülen lösemiye dikkat çekilmesi sağlanarak, lösemi konusunda kamuoyunun bilinçlendirilmesi hedefleniyor. Türkiye genelinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "Özel Haftalar ve Günler" arasında yer alan bu anlamlı haftada LÖSEV, tüm kurumlar, kuruluşlar, okullar, üniversiteler ve halkın desteklerini bekliyor. Bu yıl haftanın 25. yılı olması dolayısıyla etkinlikler 15 Ekim - 15 Kasım tarihleri arasında yapılacak.” Burada amaç açıklamada şu sözlerle ifade ediliyor, “LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı; lösemi hastalığına dair toplumsal farkındalığı artırmak, löseminin tedavi edilebilen bir hastalık olduğuna dikkat çekmek ve lösemili çocukların verdikleri zorlu mücadeleye destek olmak amacıyla her yıl düzenlediği etkinliklerle bu yıl da farkındalık yaratacak. LÖSEV "Lösemi Olmak İstemiyoruz!" mesajını vurgulamak amacıyla, löseminin sembol rengi olan turuncu ile bir farkındalık hareketi başlatacak. Bilinçlendirme çalışmaları kapsamında hafta boyunca öğrencilere löseminin belirtileri, tedavi yöntemleri ve önlenebilirliği hakkında bilgi verilecek. İl ofisleri, gönüllüler ve sağlık profesyonelleri tarafından gerçekleştirilecek seminerlerle kamuoyu bilgilendirilecek. Özel sektör ve kamu kurumlarının desteğiyle düzenlenen etkinliklerle, lösemili çocuklara moral ve destek sağlamak da hedefleniyor.”

Şöyle ifade edeyim, “Ateş düştüğü yeri yakar!” diye bir sözü mutlak duymuşuzdur. O sebeple şöyle anlatayım zaman zaman çevremizden aldığımız olumsuz haberler karşısında insanların çaresizliği karşısında dayanışmanın adıdır aslında LÖSEV…

LÖSEV Farkındalık haftası dolayısıyla “bu yıl “Umut Varsa İyileşme de Vardır” sloganı ile tüm Türkiye’yi "turuncuya boyamaya" çağırıyor. Siz de lösemiye dikkat çekmek ve lösemili çocukların yanında olduğunuzu göstermek için turuncu kıyafetler, aksesuarlar, okul ve kurumlarda oluşturacağı turuncu köşeler ile farkındalık yaratabilir, lösemili çocukların verdikleri mücadeleye destek olabilirsiniz” çağrısında bulunuyor. Bu bağlamda, “LÖSEV, halkın ve kurumların yanı sıra sosyal sorumluluk sahibi birçok markanın mağaza ve vitrin mankenleri ile çalışanlarının hafta boyunca turuncu aksesuarlarla destek vereceğini şimdiden duyurmaya başladı.” Ayrıca, “Etkinlik kapsamında destekleyenlerin çektikleri fotoğrafları sosyal medya hesaplarında #UmudunAdıLÖSEV ve @losev1998 etiketleriyle paylaşmalarını” istiyor…

Ne dersiniz? “Lösemili çocuklar ve ailelerinin yaşadıkları zorlu süreçlerde, hem maddi hem de manevi anlamda onların yanında olmak” istemez misiniz?