Eskişehir Ticaret Odamız her ay düzenli olarak ‘ Eskişehir Ekonomik Göstergeler Raporu’ yayınlıyor. Raporda düzenli olarak, Eskişehir’in merkezi yönetim bütçe gelir-giderleri, işsizlik oranları ve çalışan istatistikleri, gelir ve kurumlar vergisine faal mükellef sayıları, kamu ve özel bankalarının nakdi kredi dağılımı gibi veriler de paylaşılıyor. Kısacası, ilin ekonomisinin gidişatının tomografisi çekiliyor. Geçen yıla göre bu yıl karşılıksız çek işlemi tutarı, yüzde 93.67 artarak, 94 milyon liraya dayandı. Kapanan iş yeri sayısı da arttı.
ÇARŞI PAZARDA GÖSTERGE
Ekonominin durumu veya Ayşe Teyzenin alım gücünün yerinde olup olmadığı, çarşı ve pazardaki alış-veriş durumdan belli olur. Liberal ekonomi, bizi getirdiği yere kadar getirdi. Bundan sonra en başta ekonomik anlayışımızı değiştirmemiz gerekiyor. Ekonominin özeti budur. Üretime, üretene destek olunması gerekir.
YURTTAŞIN ENFASYONU
Ülkemizde enflasyon rakamını açıklayan resmi kurum dışındaki kurumların açıkladığı enflasyon rakamları dikkat çekiyor. Türk-İş araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin yalnızca gıda için yapması gereken aylık harcama 27 bin 970 TL’ye ulaştı. Bu rakamlar, TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon oranlarının ötesinde, halkın hissettiği gerçek enflasyonu ortaya koyuyor. Resmi enflasyon verilerinin düşük gösterilmesi, sadece bugünkü maaş ve ücret artışlarını etkilemekle kalmadığını, uzun vadede gelir eşitsizliğini derinleştirdiğini yaşayarak, görüyoruz.
CİDDİ FARK
TÜİK’in açıklamadığı resmi enflasyon verilerini, Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ve Türk-İş araştırmalarının sonuçlarıyla karşılaştırmamız gerekiyor. Resmi rakamların işaret ettiği enflasyon oranı ile toplumun geniş kesimlerinin gündelik yaşamda deneyimlediği fiyat artışları arasında ciddi farklılıklar var. Gıda fiyatları, dar gelirli hanelerin harcama sepetinde en yüksek payı oluşturmaktadır.
Resmi enflasyon oranı yüzde 33 düzeyinde açıklansa da, hanelerin hissettiği enflasyon en az yüzde 36, bazı zorunlu harcamalarda ise yüzde 50 ila yüzde 60 aralığında gerçekleşiyor. Eğer aynı kalemler Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) verileriyle kıyaslanacak olursa, yaşanan yoksullaşmanın boyutu daha çarpıcı bir biçimde ortaya çıkmaktadır. ENAG’a göre Eylül 2025’te yıllık enflasyon yüzde 63,23, aylık artış ise yüzde 3,79’dur. Çevremizdeki hiçbir ülkede bu kadar yüksek enflasyon yok.
30 BİNE DAYANDI
Türk-İş’in Eylül 2025 araştırması, Türkiye’deki geçim koşullarının geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Buna göre, 4 kişilik bir ailenin yalnızca gıda için yapması gereken aylık harcama 27 bin 970 TL’ye, toplam zorunlu giderler 91 bin 109 TL’ye, bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti ise 36 bin 305 TL’ye ulaştı . Gerçek enflasyon rakamları, halkın hissettiği şekildedir.
ZAM 3 AYDA ERİDİ
Memur ve emeklilere ikinci altı ay için yapılan yüzde 5’lik maaş artışının, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında gerçekleşen fiyat artışları sonucunda daha ilk üç ayda tamamen eridi. Üç aylık enflasyonun yüzde 7,5 düzeyine ulaşması, sabit gelirli kesimlerin satın alma gücünde meydana gelen aşınmayı somut olarak ortaya koyuyor. Dar gelirli haneler için resmi oranların bir anlamı kalmadı. Türk-İş’in geçim maliyeti rakamları önemli göstergedir. Ders çıkarması gereken, dersi çıkarmalıdır. Ekonomik güven kadar toplumsal güven de zedelememelidir.