Son zamanlarda toplumun temel gündemi kuraklık…
Kuraklıkla birlikte su sorunu da bir kez daha tartışmaya açıldı.
Aslında bu mesele yeni değil; geçmişe baktığımızda, 2017 yılında da gündeme gelmişti.
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir’in içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla Aşağı Ilıca Barajı’nı gündeme taşımış, ancak o dönem "Engelleniyoruz" diyerek bazı çevrelerin projeye karşı çıktığını dile getirmişti.
Bugün ise benzer bir tabloyla karşı karşıyayız.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin katıldığı bir televizyon programında, Çifteler Sakaryabaşı’ndaki su sorunuyla ilgili yöneltilen soruya verdiği yanıt dikkat çekiciydi.
Başkan Ünlüce, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) bu projeyi hayata geçirmediğini söyledi.
Suyun yılın belirli dönemlerinde kente getirileceğini ve bu suyun Çifteler'den değil, Sakarya Alt Havzası’ndan sağlanacağını belirtti.
Peki, bu “alt havza” neresi?
Bu konuda detaylı bilgi verilmesi şart.
Eskişehir kamuoyu, içme suyunun kaynağı hakkında net ve şeffaf bilgilere ihtiyaç duyuyor.
Çünkü su artık en önemli mesele.
Her haneyi, her vatandaşı doğrudan etkileyen bir sorun.
Bu açıklamalar, akıllara yıllar önce gündeme gelen Aşağı Ilıca Barajı’nı getiriyor.
O baraj ne durumda?
Hâlâ su tutuyor mu, yoksa tamamen atıl vaziyette mi?
Madem kuraklıkla boğuşuyoruz ve suya bu kadar ihtiyaç var, kentin yanı başındaki bu kaynağa neden yeniden dönülmüyor?
Aradan geçen bunca yılın ardından bu engeller kaldırıldı mı?
Orada su bu kadar hızlı bitecekse neden milyonluk yatırım yapıldı?
Yok, eğer hâlâ bir engel varsa, bu engelin ne olduğu açıkça kamuoyuyla paylaşılmalı.
Kuraklık, artık kapımızda değil, evimizin içinde.
Bu noktada ilçelerden, başka havzalardan su taşımaya çalışmadan önce, elimizin altındaki kaynaklara yönelmemiz gerekmez mi?
Ilıca Barajı gerçekten atıl durumdaysa, bu büyük bir israftır.
Kuraklıkla mücadelede ilk adım, var olan kaynakların verimli kullanılması olmalı.
Eskişehir’in su sorunu, geçici çözümlerle ertelenebilecek bir mesele değil.
Şeffaflık, planlama ve kararlılık gerekiyor.
Tıpkı Kurtuluş Pazar yerinde olduğu gibi su konusunda da ortak akılla hareket edilmesi şart.
Kuantum Özge der ki:
“İnsanların art niyetleri kendisine döner.”