2Eylül internet sitesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü meslektaşım Özge Zaim, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu ile bir söyleşiye imza attı. Siyasi heyecanı yüksek olan Hatipoğlu, bir çok konuda açıklamada bulundu. AK Parti il teşkilatı ile olan ilişkilerinden CHP’deki kongre süreçlerine kadar pek çok konuya değindi. “CHP’deki iç çekişmeler”e yönelik sert eleştiriler yaptı. Ancak bu yazının konusu bu olmayacak.

Hatipoğlu söyleşisinde kent için çok önemli olduğunu düşündüğüm ‘Sakaryabaşı’ konusunu gazetede dün manşete taşıdım. Hatipoğlu’nun bu konuyla ilgili açıklamasının neden önemli olduğuna dikkat çekmek için önce Sakaryabaşı ile ilgili birkaç noktayı hatırlayalım isterim...

2020 yazının kavurucu sıcaklarında Eskişehir’de bir damacana krizi baş gösterdi. Kalabak suyunun dağıtıldığı 12 litrelik damacanaların neredeyse tamamının miadını doldurduğu yenilenmesi gerektiği anlaşıldı. Eskiler toplatıldı, iki ayrı fabrika ile anlaşılıp yeni damacanaların üretimine başlandı. Ancak talebi karşılamaya yetmiyordu. Bunun üstüne bir de kuraklıkla azalan su sorunu da eklenince sakalar bazı bölgelere haftaları bulan sürelerde su götüremedi. O zaman Büyükşehir Belediye Başkanı olan Yılmaz Büyükerşen, “Biz bu saka sistemini şehir nüfusu 100 binken kurduk. Nüfus arttı” diyecekti.

Ancak şehrin su sorunu da ortadaydı. Tam bu sırada kent merkezine Sakaryabaşı’ndan su getirme projesi gündeme düştü. Bunun için AK Partililer de destek verdi.

Ağustos 2020’de yaşanan susuzluk sonrası Eylül 2020’de yapılan ESKİ Genel Kurulu Yılmaz Büyükerşen başkanlığında toplandı. Susuzluk masaya yatırıldı. Bundan kısa bir süre önce gündeme gelen Sakarıbaşı’ndan su getirme projesi Büyükerşen başkanlığındaki genel kurulda karara bağlandı.

Bir tek dönemin MHP’li Çifteler Belediye Başkanı, bir yerde suyun başındaki kişi, Kadir Bıyık, “Çifteler haklı tedirgin” diyerek karara şerh düştü.

Ancak Çifteler Sakaryabaşı’ndan Eskişehir’e içme ve kullanma suyu getirme projesi genel kurulda onaylanmasıyla ete kemiğe büründü. O zaman söylenenlere göre Sakaryabaşı, kentin 50-60 yıllık su ihtiyacını karşılayacaktı. O genel kurulda projenin yaklaşık maliyetinin de 450 milyon lira olacağı açıklanmıştı.

Ben de o zaman “Su için ortak akıl” başlığı ile konuyu 2Eylül Gazetesi’nin manşetine taşımıştım.

1E436Ace 02Ff 4Fbc 8148 3736D38Bba20

Daha sonra bakanlık süreci başladı. Aradan neredeyse 5 yıl geçti. Somut bir adım atılmadı.

Yerel seçimler sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, 2024 Mayısının son gününde Çifteler’de “Başkanlar Buluşuyor” toplantısı düzenledi. CHP’li tüm ilçe belediye başkanları katıldı. Hep birlikte Sakarıbaşı mesire alanına gittiler, suyu incelediler. Başkanların bu ziyaretinden yaklaşık 1 ay sonra CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya yönelttiği soru önergesine verilen cevaba ilişkin konuştu. Yaptığı değerlendirmede aldığı cevaba göre bu projenin 5-10 yıl süreceğini dile getirdi. Ben de o gün, başkanların Sakaryabaşı suyuna baktığı fotoğrafı geniş koyarak “Biz bu suya daha çook bakarız” manşetini attım.

6A273C6E E077 4Aba 96Eb 12A1Fa835Fcf

Aradan geçen yaklaşık 5 yılda da Sakaryabaşı neredeyse kurudu…

Eskişehir, en hızlı kuraklaşan illerden. Bu yüzden su konusu gerçekten siyaset üstü bir konu. Bu konuyu diri tutmanın kentin yaşam kaynaklarını diri tutmak olduğunu kavramalıyız.

İşte bu yüzden Milletvekili Hatipoğlu’nun Sakaryabaşı ile ilgili sözleri kent için son derece önemli. Bu konuyu dün neden gazetenin manşetine taşıdığıma gelirsek…

Sakaryabaşı’ndan kent merkezine su getirilmesi ile ilgili ilk kez iktidar partisinden kenti yakından tanıyan üst düzey bir ismin ağzından, bu suyu getirmenin dönemin gözde ifadesiyle (benim yorumum) “rantbıl” olmayacağını duyduk…

Hatipoğlu, “Proje ilk gündeme geldiğinde o dönemin şartlarında faydalı olabileceği düşünülse de, bugün gelinen noktada teknik olarak bu suyun Eskişehir’e ulaştırılmasının uygulanabilir bir çözüm olmadığı kanaatindeyim. Üstelik kuraklık sadece Eskişehir merkezinde değil, Sakaryabaşı dâhil tüm bölgede etkili. Dolayısıyla oradaki suyun Eskişehir’e getirilmesi, mevcut şartlarda kente kayda değer bir katkı sunacak gibi görünmüyor. Bu nedenle, kısa vadede gerçekleşme ihtimalini de oldukça düşük görüyorum” dedi.

Verilen mesaj Sakarıbaşı suyunun kent merkezine getirilmesini unutmamız yönünde mi bilemiyorum…

Bilimsel olarak eğer gerçekten suyun yetersiz olduğuna dair bir bulgu varsa bu kamuoyu ile paylaşılmalı. Zira projenin 2024 yılında yaklaşık maliyetinin 14 milyar lira (bakanlık verisi) olacağı ifade edildi. Günümüzde çok daha farklı bir rakama ulaştığını sizler de tahmin edebilirsiniz.

Bu suyu getirmenin Hatipoğlu’nun da dediği gibi ‘kayda değer bir katkı sunmayacağı’ yönünde bilimsel veriler varsa projenin rafa kalkması mı gerekir?

Aksi, yani ‘siyasi bir çekişmenin sonucu suyun getirilmemesi’ isteniyorsa da ‘sözün bittiği yerdeyiz’ demektir…