Hangi yatırımcı veya iş insanı ile konuşsak eğitimli üretime katkı verecek ara eleman ihtiyacından söz ediyor. Ancak ne yazık ki Eskişehir gibi orta ölçekli sanayi yatırımları Türkiye’ye örnek olabilecek bir kentte ara eleman ihtiyacını karşılayacak yeni uygulamaların yeterli olmadığını biliyoruz.
Geçtiğimiz gün Eskişehir Elektrikçiler Odası Başkanı Ahmet Namık Akdoğan bir basın toplantısı yaparak çocuklarımızın geleceği için doğru eğitim kurumlarına yönlendirilmeleri gerektiğini uzun uzun anlattı. En büyük yanlışımız çocuklarımızın geleceğinin yüksek öğretim kurumlarında hem de en iyi yüksek öğretim kurumunda okumasından geçtiğimizi düşünmektir.
Halbuki bu ülkenin çöpçüye de, kaynakçıya da, tesisatçıya da, öğretmene de, mühendise de doktora da ihtiyacı var. Hatta son yıllarda çöken tarım sektöründe çalışacak çiftçilere de et ve süt üretiminde ülkenin kaynaklarına doğrudan katkı yapacak çobanlara da ihtiyacımız var. Aslında en çok da üreten, ne olursa olsun üreten bir topluma ihtiyacımız var. Ama biz millet olarak “ille de çocuklarımız beyaz yakalı, konforlu, ofis ortamında çalışsın” ısrarı sebebiyle öyle çok şeyler kaçırıyoruz ki, inanın farkında bile değiliz. Geçtiğimiz gün uzun yıllar Şeker Fabrikası’nda kaynakçı olarak çalışmış emekli ama bir o kadar da dinç Yılmaz ağabeyle karşılaştım. Otobüste hemen yanıma çöküverdi. Takıldım, “Hayırdır Yılmaz ağbi işten mi geliyorsun?” İşten geldiğini söyledi. Yılmaz ağbi uzun yıllar Şeker Makine ‘de kaynakçı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında emekli olmuş. 1996 yılından bu yana da özellikle doğalgaz firmalarında doğalgaz borularının kaynağı ile uğraşmaya başlamış. Kendisine önce aynı fabrikada çalışan ustabaşı tarafından çocuklarına yardımcı olması için iş teklif edilmiş. Sonra Yılmaz ağbi o günden sonra nerede ise hiç boş kalmamış. Kendisinin zaman zaman Dalaman’da kaldığını ama Eskişehir’deki firmalardan sürekli olarak teklif aldığını anlatıyor. Çünkü Yılmaz ağbi diyor ki, “Artık usta kalmadı. Usta yok. 74 yaşımdayım yanımda çalışanlar benden çok yorulduklarını söylüyorlar. Ben bugünkü gençlere gerçekten şaşırıyorum.”
Eskişehir sanayisinin en önemli ihtiyacı gerçekten ara eleman. Bu konuda EOSB’nin ve Sanayi Odası’nın ara eleman ihtiyacını karşılayacak projeleri hayata geçirdiklerini biliyoruz. İstihdam Garantili EOSB Özel Anadolu Mesleki ve Teknik Lisesi açtı. ESO Turgut Reis Anadolu Mesleki Teknik Lisesi ile işbirliği halinde MESEM( Meslek Edindirme Merkezi) çalışmaları yaptıklarını biliyoruz. Nitelikli iş gücü katkısı yapacak elemanların yetişmesi için bazı Teknik Liselerinde bir çabası olduğunu biliyoruz. Ama yeterli mi? Elbette yeterli değil. Hatta bugün için yapılan çalışmaların gerekli ihtiyacı karşılayacak düzeyde olmadığını biliyoruz.
Bir zamanlar meslek liselerine “şaşı bakanlar” bugünlerde meslek liselerinin önemini yeniden keşfetmekle meşguller. Yahu bu nasıl iştir, bu nasıl bir mantıktır diyeceğiz de işte söylemeye gerek yok. Eğitim sistemindeki mevzuatları değiştirmekle uğraştığımız kadar şu meslek liselerini özendirecek önlemler alsaydık belki de bugün yukarıda yazdıklarımızı konuşuyor olmayacaktık. Bu ülkenin en önemli ihtiyacı gerçekten yetişmiş ve iş gücüne doğrudan katkı yapabilecek ara elemanlardır. Ancak bu defada işin suyunu çıkarmak yerine yarınlara dair çok iyi planlama yapmak durumundayız. Yüksek öğretimden vazgeçip meslek liselerine hücum etmek yerine doğru bir planlamanın yollarını bulmalıyız. Bu defada Meslek Lisesi mezunu enflasyonu ile karşı karşıya kaldığımızda başka sorunlarla da boğuşmak zorunda kalacağımızın bilincine vararak gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Ama bizde bu işlere kafa yoranlara pek de iyi gözle bakmazlar. Biz de işler, “saldım çayıra gerisini mevlam kayıra” şeklinde yürümeye devam eder..