Madımak Oteli…
Vicdanların sustuğu, zamanın durduğu, gözyaşlarının kuruduğu o an…
2 Temmuz 1993…
Yakıcı bir yaz gününde Sivas’ta yaşandı.
İnsanlık sustu.
Zaman sustu.
Gözyaşları sustu.
Kara bir leke olarak kaldı geçmişte…
O gece onlarca can acımasızca katledildi.
O gün, sadece 33 can kaybedilmedi.
Umut ve barışta yara aldı.
Yandı, kavruldu.
Karanlık kalpler, sevgiyle yoğrulan canları nefretiyle sarmaladı.
Başka fikirlere tahammülü olmayanlar kirli elleriyle nice aydınları, sanatçıları hedef aldı.
Onlar tertemiz insanlardı.
Bir sazı bir sözü vardı.
Derdini saza vuran, yüreğindeki sözünü dışına atan bu aydın insanlar kimi rahatsız etti ki?
Her şeye rağmen…
Sivas’ta yitirilen canlar, bizlere barışın, sevginin, insan olmanın ne kadar değerli olduğunu fısıldıyor hâlâ.
Bu yüzden Madımak sadece bir otel değil; direnişin, umutların ve insani değerlerin simgesi olmalı.
Siz tüm kötülüğe rağmen kin tutmayın ey canlar!
Hoşgörün!
Hoşgörü büyütür.
Aşk besler.
Sevgi en büyük intikamdır.
Kuantum Özge der ki:
“Bir gün kendi kötülüğünde yok olursun”