Son zamanlarda Odunpazarı Belediyesi’ne bir haller oldu.

Hani kimseyi bulamasalar gölgesiyle kavga edecek durumdalar.

Kazara belediyenin önünden falan geçmeye kalkmayın sakın ha!

“Ne geçtin gardaşım, başka yol yok mu” diye başlar, maazallah kendinizi karakolda bulursunuz!

Tabi işin şakası bu!

Odunpazarı Belediyesi’nden geçtiğimiz günlerde ilginç bir çıkış geldi.

Belediye diyorum, çünkü bu tarz işler Kazım Kurt’un haberi olmadan olmaz.

O olmadan sinek uçmuyor, o sebeple muhatap olarak kendisini alıyorum.

Sözlerim direkt ona!

Belediye tarafından bu kez de ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen hedef alındı.

ESKİ tarafından belediyeye gönderilen yazıda park ve bahçelerin şebeke suyuyla sulanmasının yasaklanması hatırlatıldı ve bir ton laf söylendi, söz söylendi.

CHP delege seçimlerinde yaşattıkları kavgalar bitti, ortalık duruldu, yerine yeni kaos bulmak istediler zaar.

Üstelik birlik, beraberlikten bahsederken…

Üstelik CHP en zor günlerinden geçerken…

Üstelik CHP’li belediyeler hedef alınmışken…

Sen kalk böylesi bir zamanda ESKİ Genel Müdürü’nü bombala!

Aman bombalat!

Ahhh Şenol ahhh, nerelerdesin?

En çok böylesi zamanlarda yokluğunu arıyoruz.

Şimdi sen olaydın, bu işlerin günah keçisi yapılırdın.

Bir şekilde ihale sana yüklenirdi.

Sen de onay merci kabul ederdin.

Bak şimdi bu işler başkalarına yaptırılıyor, eline yüzüne bulaştırılıyor.

Hedef Oğuzhan Özen.
Amaç belli:

Görevden alınırsa “biz aldırdık” diyecekler.
Maksat ESKİ’yi ele geçirip güce güç katmak.
Oraya da 'bizim' diyecekler.
Güç, iktidar, kontrol…

Ve sonra diyecekler ki:
“Saltanat bizde.”
“Eskişehir bizden sorulur.”

Ama unuttukları bir şey var:
Eskişehir halkı kimin ne niyetle yürüdüğünü çok iyi bilir.
Kendi gölgesiyle kavga edenlerin, yarın güneşe çıkacak yüzü kalmaz.

Ve işin ironisi şu ya:
Yıllarca her tartışmanın ortasında Şenol olurdu.
Yük ona kalırdı, kavga onun etrafında dönerdi.
Ama artık o yok…

Şimdi ortalıkta ne Şenol var.
Ne de faturayı ona kesebilecek birileri.
O yüzden her şey bu kadar dağınık, bu kadar çiğ…

Aslında Şenol’un en büyük hatası neydi biliyor musunuz?
Varken kıymetinin bilinmesiydi.
Çünkü şimdi herkes anladı:
O sadece günah keçisi değilmiş,
Aynı zamanda düzensizliğin düzeniydi.

Ha, merak eden varsa söyleyelim…
Şenol şu an bir yerlerde oturmuş:
Çayı yudumlayıp şöyle diyordur muhtemelen:

“Ben olsaydım, bu kadar beceriksizce yapmazdım.”

Kuantum Özge der ki:

“Bir gün sıranın sana geleceği belliydi.”