Hey gidi günler hey!
Eskiden AK Parti denilince akla sadece siyaset değil, ihtişam, coşku, kalabalıklar ve elbette ki o dillere pelesenk olmuş seçim müzikleri gelirdi.
Daha çadır kurulmadan, sokağın köşesinden o müzikleri duyar "AK Parti geliyor" derdik.
Özellikle Eskişehir’de…
Üye çalışması mı yapılacak?
Önce şarkıları yankılanırdı sokaklarda.
Ardından bayraklarla donatılmış, kalabalıkların aktığı stantlar kurulurdu.
Peki şimdi?
Şimdi bir haller oldu AK Parti’ye…
Sessiz.
Sönük.
Yorgun.
İktidardalar ama değil gibiler.
Sanki yılların iktidar partisi değil de yeni kurulmuş, kadrosunu bile tamamlamamış küçük bir parti gibi davranıyorlar.
Konuyu nereye getireceğim?
AK Parti üye çalışması başlatıyor.
Batıkent semt pazarında…
Kurulan bir çadır yok.
Sade, küçük bir masa…
İki üç plastik sandalye…
Ve o masanın başında birkaç kişi.
Ama ilgi yok.
Sanki destek de yok.
Arkasında kimse yokmuş gibi görünüyor.
“Hadi kalkalım, evden masa sandalyeyi alalım, belki üç beş üye yaparız” diyerek yola çıkmışlar gibi…
Ne bir coşku var ne de bir heyecan.
İktidar partisi bu mu şimdi?
Çadır bile yok kardeşim!
Çadır bile yok…
Her şeyin ötesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın posteri yok.
Düşünebiliyor musunuz?
Onun posteri yoksa AK Parti nereye gidiyor diye sormak gerekmez mi?
Bu tablo sadece bir semt pazarı faaliyeti değil…
Bu tablo bir mesaj…
İlgisizlik, yorgunluk, sessizlik…
Ve en acısı…
Heyecanın bitmiş olması.
Bir zamanlar meydanları coşkuyla dolduran partinin bugün geldiği noktaya bakınca, insan “Ne oldu size?” diye sormadan edemiyor.
Yoksa AK Parti bir zamanlar parlayan gücünü mü kaybetti?
*****************************************************************************
Kuantum Özge der ki:
Yaşam düşüncelerimizin ve seçimlerimizin yarattığı olasılıklar arasında şekillenir.