Dün haber sitelerinde dikkat çeken bir açıklamaya dikkat kesildim. Dikkat çeken dediysem de herkesin dikkatini çekecek bir şey değil. Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’ndan bir açıklama geldi. Sayın Bakan diyor ki, “Kış mevsimine girerken elektrik ve doğalgaza zam yapmayı düşünmüyoruz!” İnsanın “bir de düşünseydiniz!” diyesi geliyor da yutkunuyor.
Temmuz ayının başında doğalgaza yüzde 24 zam yapıldı mı? Yapıldı. Bunun faturasını zaten kışın emekliler, dar gelirliler ve asgari ücretliler bu kış şartlarında ödeyecekler. Yani doğalgaz fiyatları zaten zamlandı. Dar ve sabit gelirli bunu fazla hissetmesin diye bu zam yaz aylarında yapıldı. Asıl zam kombiler yanmaya başladığında hissedilecek… Bir de bunun üstüne bir zam daha yapılmalı mıydı?
Asgari ücret 2025 yılbaşında 22 Bin 104 lira olarak belirlenmiş o günden bu yana enflasyon karşısında alınan zam eriyip gitmiş. Hatta bu bağlamda yapılan hesaplamalara göre ciddi kayıplarda yaşanmış. Emekliler için yüzde 16.75Lik zam ile birlikte en düşük emekli maaşı 16 Bin 881 lira olarak belirlendi. Daha doğrusu TÜİK’in açıkladığı enflasyon farkı eklenince ortaya böyle bir rakam çıktı. Bu arada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, “Emeklilerimizin maaşlarını her ay hesaplarına yatırdığımız için şükrediyoruz” açıklamasının ardından en düşük emekli maaşı alan kesimin 4 milyon civarında olduğunu da açıklamıştı. Açlık sınırının bile çok altında kalan ücretler ile geçim savaşı veren milyonların bir de elektrik ve doğalgaz zammıyla daha da ezilmesine yol açacak gelişmelerin toplumsal anlamda büyük bir sıkıntıya yol açacağını herkes biliyor. Sözüm ona “Kışa girerken elektrik ve doğalgaza zam yapmayı düşünmüyoruz” açıklamasıyla dar ve sabit gelirli kesimler rahatlatılmak isteniyor …
Neyse buraya kadar her şey normal gibi görünebilir.. Ancak elektriğe zam yapmayı düşünmeyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı dar ve sabit gelirli kesimleri elektrik kullanımında tasarrufa yönlendirecek gibi duruyor. Bundan önce devlet destekli yıllık elektrik tüketim miktarını 5 Bin KWH olarak belirleyen bakanlık faturalar için kademeli bir geçiş öngörüyormuş. Yıllık tüketim miktarı 3 Bin KWH’ı geçen aboneler in faturaları 2 katına çıkacakmış.
İşin açıkçası vatandaşa “ya elektrik kullanımını sınırlandır yoksa iki katı fatura ödersin!” denilebilecek bir düzenlemenin mantığını n zamdan ne farkı var? Kamuda tasarruf genelgesine ne oldu? Hangi kurum ne kadar tasarruf etti? Bu konularla ile ilgili ifadeler muğlak… Kamuda tasarruf ile ilgili rakamlar açıklansada vatandaşın gözüyle gördüğü bir tasarruf söz konusu değil. Örneğin makam araçları kullanılmaya devam ediliyor. Kamuda aydınlatma giderlerinden, akaryakıt giderlerine kadar israfı gözler önüne seren pek çok uygulama devam ediyor mu, etmiyor mu?
Bu arada açıkça ifade etmek gerekirse bir türlü vazgeçilmeyen ileri saat uygulaması sebebiyle yaşanan israfı hiç kimse dikkate almıyor. Yahu bu ülkenin çocukları sabahın kör karanlığında okula gitmeye mecbur bırakılıyor. Çocuklarımızın psikolojik olarak bile rahatlamasına izin verilmeyen bir düzenlemenin neresinde tasarruf var? Kamu binalarında sarf edilen elektrik ve doğalgazın bedelini kim ödüyor. Sen gel bu şartlarda vatandaşı daha fazla tasarrufa yöneltmek için kademeli faturalandırma adı altında yeni bir uygulamayı hayata geçir. Tuzu kurular için zaten sorun yok. Kolay para kazanan kesimler için de bir sorun görünmüyor. Yine fatura garibanın sırtına vurulacak gibi görünüyor. Diyelim ki 240 KWH elektrik yerine 241 KWH elektrik kullandığınızda nasıl bir fatura ile karşılaşacaksınız? Anladık tasarrufu gerekiyor ama niye hep gariban, niye hep yoksullar tasarruf etsin?