Geçtiğimiz günlerde CHP’den bir meclis üyesi daha istifa etti.
İnönü Belediye Meclis Üyesi Murat Dağ, sessiz sedasız AK Parti’ye geçti.
Kimsenin beklemediği bir an da, ansızın, "çat" diye.
CHP’li belediye başkanlarının AK Parti’ye geçişinin tartışıldığı bir dönemde, o da “çaktırmadan” kendisini araya sıkıştırdı.
Halbuki daha önce benzer bir durum Mihalgazi’de yaşanmıştı.
Orada da üç CHP’li Meclis Üyesi, Zafer Partisi'ne kayıverdi.
Sırf adres AK Parti olmadığı için üzerinde durulmadı, görmezden gelindi.
O zaman da uyarmıştım:
“Bu istifaları küçümsemeyin. Arkası gelebilir. O zaman üzülürsünüz.”
Ve işte şimdi İnönü’de yaşandı.
İleride belki de başka bir kırsal ilçede yaşanacak.
Her neyse…
CHP'nin İnönü Belediye Meclis Üyesi Murat Dağ, partisinden istifa etti ve düzenlenen törenle AK Parti’ye geçti.
Gerekçesi “Yalnız kaldım.” oldu.
Peki, CHP ilçe yönetimi ne dedi bu geçişe?
“Kendisinin zaten partiyle gönül bağı yoktu.”
Güzel.
Madem gönül bağı yoktu, o zaman neden bu isim listelere yazıldı?
Burada artık hata kişisel değil, kurumsaldır.
Ben bu işin sorumluluğunu doğrudan CHP Eskişehir İl Yönetimi’nde ararım.
Listeler hazırlanırken bu isimlerin geçmişi, duruşu, aidiyeti hiç mi araştırılmadı?
Partiyle gönül bağı olmayanı, ideolojik olarak uyumsuz olanı listelere almak bu kadar mı kolay?
Söyleyin lütfen…
CHP çatısı altında görev bekleyen, yıllarını bu partiye vermiş, iyi günde kötü günde bir adım geri atmayan onca insan varken, neden bağlılık şüphesi olanlara koltuk teslim ediliyor?
Ne için?
Bir iki oy daha fazla alabilmek uğruna mı?
Sonra da çıkıp “nerede hata yaptık” diye düşünüyorsunuz.
Hata açık…
Gönül bağı olmayanları içeri alırsanız, günü geldiğinde sırtınızı döndüklerinde şaşırmaya hakkınız olmaz.
Sağ seçmene sempatik görünmek adına özünüzden, ilkelerinizden, kadrolarınızdan ödün verirseniz, bir gün gelir, ne sağın desteğini alabilirsiniz, ne de kendi tabanınızın güvenini koruyabilirsiniz.
CHP kendi iç muhasebesini artık yapmalı.
Gönül bağı olmayanlarla yola çıkarsan, yarı yolda kalırsın!
Sağ seçmene sempatik görünmek adına özünüzden, ilkelerinizden, kadrolarınızdan ödün verirseniz; bir gün gelir, ne sağın desteğini alabilirsiniz, ne de kendi tabanınızın güvenini koruyabilirsiniz.
CHP artık şunu görmek zorunda…
Bu parti, gönül bağını yitirmiş “misafir yolcularla” değil; ilkeli, kararlı ve inançlı kadrolarla yol yürür.
Aksi halde daha çok “çat” sesleri duyarsınız.
Ve gelelim Sayın İl Başkanı Talat Yalaz’a...
Listeleri yazarken ne düşündünüz, gerçekten merak ediyorum.
Acaba “Şöyle partiyle hiç alakası olmayan bir iki isim koyalım da, seçim sonrası sürprizli olsun” diye özel bir strateji mi uyguladınız?
Yoksa bu bir tür “siyasi reality show” girişimi miydi?
“Bugün bizimle, yarın rakipte!” formatında, bol atraksiyonlu, izleyeni bol ama kazananı olmayan bir senaryo mu yazdınız?
Eğer öyleyse, tebrik ederim.
Yalnız küçük bir sorun var Sayın Yalaz…
Bu senaryoda parti kaybediyor.
Ve siz hâlâ yönetmen koltuğunda oturmaya devam ediyorsunuz.
Umarız aynı hataları yönetim listesini belirlerken de yapmazsınız.
Yoksa bu tiyatronun sonunda ne alkış kalır, ne de seyirci...
Kuantum Özge der ki:
“Sevmek her zaman işe yarar.”