Eskişehir’in Yeşiltepe Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar son günlerde bir endişe içindeler.
Endişe etmelerinde haklılık payı var.
Tepebaşı Belediyesi’nin askıya çıkardığı ada bazlı imar planı mahallede gerginlik yarattı diyebiliriz.
Projeye dışardan bakıldığında modernleşme ve yenilenme içeriyor görülüyor.
Ama perde arkası çok başka olabilir.
Dün mahalle halkı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Mahalleli adına konuşan Harun Özdemir’in sözleri şöyle:
“Amacımız gelişmeye karşı çıkmak değil. Ancak uygulanacak planın burada yaşayan insanların yaşamı, ekonomik, kültürel ve sosyal koşulları dikkate alınarak yapılması gerekiyor.”
Onları tedirgin eden kısım ise planın 8’inci maddesi…
8’inci madde şunu anlatıyor:
“Üçte iki çoğunluk” ve “re’sen tevhit” düzenlemesi, yani azınlıkta kalan maliklerin rızası olmadan parsellerin birleştirilebilmesi, ciddi bir mülkiyet hakkı tartışması doğuruyor. Üstelik anlaşmazlık durumunda “izale-i şuyu davası” yolunun açılması, birçok vatandaşın evini mahkeme kararıyla kaybetmesi anlamına gelebilir.”
İşte bu kısım dikkat alınmalı.
Yetkililer detaylı açıklama yapmalı.
Halkın ekonomik durumu belli…
Ülkenin hali ortada…
Yeni yapılacak binaların maliyetleri, ilave bedel ödemelerini gündeme getirebilir.
Yeşiltepe halkı zaten çoğunlukla düşük gelirli vatandaşların yaşam sürdüğü bir bölge.
İleride bu durum vatandaşlarımız için “ya borçlan ya taşın” dayatmasına dönüşebilir.
Sonuçta Yeşiltepe’nin 2-3 katlı mütevazı evlerinde yaşayan insanlar bu yükün altında ezilecek.
Zorlanacak.
Zar zor edindiği mülkleri borç dayatmasıyla eziyete dönüşmemeli.
Bir başka mesele de şeffaflık.
Mahalleliye yeterli bilgi verilmeden, belediye ile muhtar arasında yürütülen planlama süreci vatandaşta güvensizlik yaratıyor.
Proje halkla birlikte, onların ihtiyaçları ve önerileri dikkate alınarak yürütülürse anlam kazanır.
Anlayacağız…
Yeşiltepe halkı, “Evlerimiz dayatmaya kurban edilmesin” diyerek sesini yükseltiyor.
Bu cümle de bir isyan değil, bir çağrı var.
Sesleri duyulmalı.
Bu insanlar, gökdelen istemiyor; huzurlu bir yaşam, adaletli bir planlama istiyor.
Mahallelerinin kimliğini, komşuluk kültürünü, geçmişini korumak istiyorlar.
Kentsel dönüşüm, sadece betonun değil, insanın da dönüşümüdür.
Eğer bu süreç, sadece müteahhitlerin ve rantın çıkarına hizmet ederse, o dönüşüm şehirleri güzelleştirmez; aksine ruhsuzlaştırır.
Yeşiltepe halkının sesi Eskişehir’in vicdanını temsil ediyor.
Umarım yetkililer bu sesi duyar ve “yenilemeyi, “yerinden etmeye” dönüştürmez.